♥○●◦●Ashley Hayranı●◦●○♥
♥○●◦●Ashley Hayranı●◦●○♥
♥○●◦●Ashley Hayranı●◦●○♥
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Ashley Hayranları burada!!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Yollardan Biri

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
●αѕнℓєу¢ι_ρєяι●
ღ°•.♥.•°ღ AshLeyini PeK Sewenn ÇıLqnn TatLıı Adminღ°•.
ღ°•.♥.•°ღ AshLeyini PeK Sewenn ÇıLqnn TatLıı Adminღ°•.
●αѕнℓєу¢ι_ρєяι●


Mesaj Sayısı : 166
Kayıt tarihi : 25/05/09
Yaş : 27
Nerden : isTanBuL!
Lakap : Seker Prensesi

Yollardan Biri Empty
MesajKonu: Yollardan Biri   Yollardan Biri Icon_minitimeSalı Mayıs 26, 2009 4:20 pm

“Bütün yollar Roma’ya çıkar” diye
eski bir söz vardır. Diyelim ki bir zamanlar bütün yollar Roma’ya
çıkardı. Ama, acaba, Roma’ya çıkan bütün bu yollarda yürüyenler ya da
bütün yolların çıktığı Roma’da oturanlar mutlu insanlar mıydı? Mutluluk
olan yerde yıkıntı olmaz. Oysa Roma yıkılmıştı.



Gerçek şu ki, yollar hiç bir zaman aynı yere çıkmaz, çıkmamıştır ve
çıkmayacaktır da. Uygarlık herkesin yürüdüğü yoldan çıkmakta direnen,
inat eden, ama bilerek inat eden insanların geride bıraktıkları
izlerdir. Ne gariptir ki, önceleri lanetlenen ya da en azından hor
görülen, bu yoldan çıkan insanların arkasına, onları hor gören insanlar
da takılmaktan geri kalmazlar. Ama er, ama geç...



Türk ulusunu mutluluğa çıkaracak yolların aranmasına başlanalı çok
yıllar oldu. Ama bu arayış hiçbir zaman 27 Mayıs devriminin getirdiği
ortamdan güçlü, bilinçli ve yaygın bir istek halini almamıştır. Hiç bir
zaman mutluluğun aranmasına bu kadar fazla kimse çıkmamıştır. Türkiye
bir çok yeni doğumlara gebedir. Türk ulusunu mutluluğa götürecek
doğumlar olacak bunlar. Doğumları kolaylaştırmak için bir çok yollar
aranmaktadır. Şimdilik engellerle dolu yollar.



İşte, aranan bu yollardan biri de, Türk ulusunu, ses sanatı estetiğine
ulaştıracak yollardan biri olacaktır. Fakat... yola çıkış ve varış
noktası iyi hesaplanmazsa, bu iki nokta arasında aşılması gereken
engeller göz önüne alınmazsa, özlenen mutluluğa hiç olmazsa bir süre
için ulaşılamayacaktır.



Bu yola çıkış noktası hemen hemen aydınlığa çıkmış durumdadır. Türk
ulusunun büyük çoğunluğuna dünya sanat müziğini tanıtmak, sevdirmek,
benimsetmek, bu müziği dinleyebilmesini sağlamaktır. Şüphesiz ki, ses
eğitimi almış olan, en ileri ulusların insanları bile, sanat müziğini
yüzde yüz anlamaz ve sevmez. Ne var ki, anlayan ve sevenlerle,
anlamayan ve sevmeyenlerin oranında bizdeki kadar büyük fark yoktur.
Bizde, halka güzel müzik aşılayalım dendiğinde, sanat müziğini
sevenlerle sevmeyenler arasındaki oranı tartıya vurduğumuzda, hiç
olmazsa kantarın iki kefesindeki ağırlığı denkleştirelim manası çıkar.
Peki, bu nasıl sağlanacaktır? Kanaatimce bugünkü tutumumuzda hatalar
var. Şöyle ki, biz Hakkari’ye gidiyoruz, Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrası’nı sahneye çıkartıyoruz, gelen dinleyicilere de: “Bakın şimdi sizlere ne güzel, ne cici şeyler çalacağız. İşte asıl müzik budur, dinleyin” diyoruz.
Sonra, gelen dinleyicilerin belki de ömürlerinde dinlemedikleri ve
belki de o konserden sonra da hiç dinlemeyecekleri Beethoven, Mozart,
Haydn müziği çalıyoruz. Yersiz bir davranış mı bu? Belki de değil. Ama
ben bunu körlerin, fili yokladıktan sonra, onu tanıtlamalarına
benzetirim.



Oysa, Türkiye’deki gerçek bu değildir. Zira, Türk halkı, müziği, sözün
dışında hemen hemen düşünememektedir. Yani bizim halkımız, sözü
melodinin değil de, melodiyi sözün yardımcısı, tamamlayıcısı olarak
görür. Bu yüzden olacak, folklorumuzda, oyun havalarımızın bile çoğu
sözlü ezgilerdir. Çalgı müziği, sözün dışında hemen hemen
düşünülmemektedir. Örneğin, sözlü bir parçayı sözsüz olarak çaldırınız,
dinleyicilerin ilgisi yarı yarıya azalmaktadır. Nitekim saz şairi çalan
değil, söyleyendir. O’nun çalgısı, sesine eşlik eden bir araçtan başka
bir değer taşımaz. Halk çalgılarımızdan çoğunun eşlikçi çalgılar oluşu
da bunu ispatlar.



Öyle ise, halka gerçek müziği sevdireceksek, onları, bu müziği dinler
hale getireceksek, mutlaka halkın tutkun olduğu vokal müzikten yola
çıkılmalıdır. Bunu yaparken de temel, dünya sanat müziğinin vokal
yapıtları değil, çokseslendirilmiş folklor müziği olmalıdır. İnsan
sesinin etkileyici ve büyüleyici gücünden elverdiği kadar yararlanmak
lazım. Büyük ustaların yapıtları bir kenara atılsın demiyorum ama,
düzenlenecek programlarda bunlar garnitür olmaktan ileri
götürülmemelidir. Yıllar sonra ancak, karma programlar düzenlenebilir.
Bu yol, belki de bizleri hedefe ulaştıracak yollardan en önemlisi
olmayabilir. Ama Türkiye’nin gerçekleri düşünülürse bu yol çıkar
yollardan biri olabilir. Ya çalgı müziği ne olacak denecek. O,
şimdikinden daha “accelerando” bir tempo ile elbet ki yolunda
yürütülecektir. Peki, bunun uygulanması nasıl olacak? Ortada, bu işi
yürütecek vokal topluluklar yok. Kurulmaları yolunda da herhangi bir
kıpırdanma görülmüyor. İş dönüp dolaşıp devlet babanın para desteğine
dayandırılacak, devlet korolarının kurulması düşüncesine götürüyor
insanı... Bunu, çeşitli derneklerin vokal birlikleri izleyebilir. Fakat
illa da devlet koroları. Masrafı az, zahmeti az kuruluşlar bunlar.
Ondan sonra ver elini Anadolu’ya...


Veysel Arseven
Şubat 1965 tarihli “Ankara Filarmoni Aylık Müzik Dergisi”nde yayınlanmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://ashleyfunclub.benimforum.org
_AshLey_
ღ°•.♥.•°ღ AshLeyini PeK Sewenn ÇıLqnn TatLıı Adminღ°•.
ღ°•.♥.•°ღ AshLeyini PeK Sewenn ÇıLqnn TatLıı Adminღ°•.
_AshLey_


Mesaj Sayısı : 65
Kayıt tarihi : 31/05/09
Yaş : 25
Nerden : GeLceN Mi..xD
Lakap : EreNqoLiK..!

Yollardan Biri Empty
MesajKonu: Geri: Yollardan Biri   Yollardan Biri Icon_minitimeSalı Haz. 02, 2009 4:06 pm

saoll
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yollardan Biri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Dünyada 10 kişiden biri müziğin etkisi ile istifa etmiş

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
♥○●◦●Ashley Hayranı●◦●○♥ :: Her TeLden :: Müzik-
Buraya geçin: